Monday 11 June 2012

Iran'dan Ironiye

Ortadoğu’da yaşanan olaylara bir de bu açıdan bakmanızı isteyeceğim bu sefer.Bir araya getirme konusunda sorun yaşamış olduğumuz yap-bozun bu parçaları için gerekli ön açıklamaları size verdikten sonra aklınıza gelen ilk sorunun cevabının “neden olmasın” şeklinde olmaması için bir neden yoktur, diyerek asıl konuya geçiyoruz.
Evanjelizm, genel anlamıyla İncil'ler hakkında vaaz vermektir. Hz.İsa üzerinde yoğunlaşan bu vaazların amacı Hristiyan olmayanları bu dine davet etmektir. Aziz Matta, Markos, Luka ve Yuhanna tarafından yazılmış dört Kanonik İncil’in her birine “Evanjel” denir. Yunanca "iyi haber" ya da "genel olarak kabul edilen gerçek" anlamına gelen “evangelion” dan gelmektedir. Bu kelimeden türetilerek, İncil yazarlarına "Dört Evanjelist” denmiştir.Evanjelist ve Evanjelik kelimeleri farklı anlamlara gelmektedir. Evanjelist sözcüğü en basit anlamıyla "Hristiyanlık bildirisini vaaz eden, yayan kişi" anlamına gelir. Evanjelik sözcüğü ise daha çok Protestan Kilisesinin muhafazakar kesimini nitelemek için kullanılır. 
Evanjelikler, ABD'yi kuran ve tutuculuğuyla bilinen Protestan mezhebi Püritenler’in devamıdır.Evanjelizm merkezli bu akımın mensuplarına ve zamanla liberal Protestanlar haricindeki tüm Protestanlara Evanjelik denmeye başlanmıştır (20. yy'in sonları, 21. yy'in başı). Ayrıca Martin Luther, reformları esnasında kurduğu kilise hareketi için bu ismi kullanmıştır. Bu nedenle Kıta Avrupası’nda  Evanjelik sözcüğü, Protestan veya Lutherci olarak algılanır. Evanjelizmin temelleri İngiliz  George Whitefield (1715-1770),; Methodizm’in kurucusu John Wesley (1703-1791) ve Amerikalı filozof ve teolog Jonathan Edwards (1703-1785) tarafından atılmıştır. Bu üç kişi Amerika'nın en büyük Protestan mezhebi olan Baptistlerin ve Metodistlerin oluşumunun temel taşlarıdırlar.ABD'de 1820'lerde genelde Hristiyanlık inancı için kullanılan Evanjelizm 19.yüzyıldan itibaren iki ayrı koldan ilerlemeye başlamıştır. Charles G. Finney ile Amerikan halkının dönüşümünün sağlanması ile devrimcilik anlamı kazanmış diğer taraftan Playmouth Kardeşliği hareketinin kurucusu John Nelson Derby’nin öncülüğünde radikal bir dini yorumu temsil etmeye başlamıştır. 
Bugünkü Evanjelizm Amerika'daki Hristiyan toplumunun tutucu kanadını temsil etmektedir.Darby'nin Muafiyetçilik akımı İncil ve Dünya tarihini yedi çağa ve veya Tanrı'nın insanlık hakkındaki takdirini gösteren yedi bölüme ayırmaktadır. C.İ. Scofield tarafından yazılan Scofield Referans Incıl'ı ile 1880 ve 1890'li yıllarda Darby'nin Tanrı, Tanrı'nın Krallığı'nı temsil eden insanlara imtiyaz vermiştir ve İsrail, İncil'in Kıyamet zamanında önemli rol oynayacaktır öğretisi geniş kitlelerce benimsenmiştir. Lutherci Protestanlık ile başlayan; Püritenizmle olgunlaşan; Jimmy Carter, Ronald Reagan ve Baba Bush'un başkanlıkları döneminde adım adım gelişen Evanjelizm, 11 Eylül'den sonra Oğul Bush ile Küresel Emperyalizmi yönlendiren esas güç haline gelmiştir. [1]
                                                                       ***
Tam adı Encümen-i Hayriye-yi Hüccetiye-yi Mehdeviyye.Kısaca Hüccetiye (Hüccet delil demek; Hüccetiye de delilciler) olarak bilinen bu cemiyet 1953 yılında yapılan darbe sonrasında İmam Humeyni'nin yakın arkadaşlarından olan Şeyh Mahmut Halebi tarafından kuruldu.Amacı, 'İslam dini ve Caferiye mezhebinin tebliği ve bunların ilmi yollardan savunulmaları'ydı.Dönemin sert siyasi yönetimi tarafından medreseler dışında faaliyetlerine izin verilen sayılı dinî merkezler ve cemiyetlerden birisi olan Hüccetiye bu dönemde çok canlı tartışmalara, çalışmalara sahne oldu.Horasan şehri cemiyetin en güçlü bölgesel merkeziydi.Hüccetiye'nin 1979 İslam Devrimi öncesi baş hedefi Bahaılık'ti.Cemiyet, Bahaılığı İslam'ın baş düşmanı olarak görüyor, bu zararlı akımla mücadeleyi faaliyetlerinde en önemli hedeflerinden birisi olarak değerlendiriyordu.
1979 İslam Devrimi'nden sonra Bahaılık, Devrim yönetiminin de baş hedeflerinden birisi olarak kabul edildiği için Hüccetiye bu defa Marksizm'i İslam'ın en büyük düşmanı olarak görmeye başladı ve Marksizm'in kökünden tasfiyesi için mücadeleye koyuldu. Cemiyet, Mehdi doktrinine gönülden bağlı olduğu ve bunu savunduğu için 1979 Devrimi'ni takiben Devrim lideri İmam Humeyni ve onun geliştirdiği Velayet-i Fakih doktrini ile ters düşmeye başladı; zira Hüccetiye doktrininin esasında siyasetin ve yönetimin dinî makamlara devri söz konusu değildi; siyaset ve yönetim Mehdi'nin uhdesinde olan alanlardı; dinî makamlar bu alanları devralamaz, üstlenemezlerdi... 
Ne var ki, bu doktrin farklılığına rağmen Hüccetiye, İslam Devrimi'ni destekledi, İmam Humeyni'nin siyasi liderliğini kabul ederken dinî liderliğini kabul etmekten de ısrarla kaçındı. Hüccetiye liderleri, Devrim ile birlikte kendi cemiyetleri içinde de ortaya çıkan genç devrimci üyelerinin bu doktrinden vazgeçilmesi, cemiyetin kuruluş senedinin gözden geçirilmesi yolundaki taleplerine karşı çıktılar; ama bu karşı çıkış cemiyetin üye ve sempatizan sayısının hızla düşmesine, ayrılanların çoğalmasına yol açarken ayrılanlar da Hizb-i Cumhur-i İslami Partisi (İslami Cumhuriyetçi Parti) saflarına katılmayı, böylelikle Devrim'e hizmet etmeyi tercih ettiler. 
Cemiyet, İslam Devrimi liderliğini organizasyon gücü ve disiplini ile etkilerken bu husus kendisini en çok 1981 yılında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde gösterdi.Muhammed Recavi'nin cumhurbaşkanı seçildiği bu seçimlerde Hüccetiye üyelerinin, liderlerinin talimatı üzerine oylarını 12. İmam'a, yani İmam Mehdi'ye verdikleri, verilen bu oyların 400 bin civarında olduğu, bunun da geçerli oyların yaklaşık yüzde 2,5'ine tekabül ettiği o zamanlar söylendi. [2]
                                                                       ***
Ve denklemin üçüncü ve son üyesi olan ‘Masıyah’çi ‘Nature-i Karta’ tarikatı.Bu tarikat ile ilgili bilgileri sizlerin araştırma isteğinize vererek, devam edeceğiz.
Bu üç tarikatın ortak noktası şudur, her ucude Mehdi’yi yahut Mesih’i beklemektedir. Ve Mesih yahut Mehdi gelinceye kadar yeryüzünde karmaşa devam edecek, barış soluklanmayacak ve her daim Lucifer’in orduları güçlenerek saldırılarını arttıracaktır. Onlara göre Mesih yahut Mehdi’ nin gelmesi tek çözüm yoludur ve bu çözüm yolu birisine göre Süleyman Mabedi’nin yıkılmasına bağlıyken bir diğerine göre de Şam dolayısıyla da Mekkenin düşmesine bağlıdır. Yani  “O” zamana kadar Mehdi yahut Mesih gelmeyecek ! Mehdi veya Mesih’ in gelmesini sağlayacak her hamle “Kurtarıcıya” doğru atılmış kutsal bir adım demektir onlar için !
Sn. İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’ in 2005 ten bu yana gerek Birleşmiş Milletler toplantılarında gerekse de farklı mecralarda yapmış olduğu açıklamalara bakarsanız durumun ciddiyetini daha iyi anlayabilirsiniz. Aynı şekilde oğul Bush’un Irak savaşı hakkında ki açıklamaları O’nun bir “Kurtarıcı” yi bekleme konusunda ki azmini, sabrını ve isteğini ortaya koymaktadır.

Meraklısına, Selefilik hakkında okumalara ve araştırmalara devam etmeli diye bir öneride bulunabilirim.

Saygılarımla


[1]Evanjelizm Beyaz Saray'ın Gizli Dini-İsmail Vural

[2]http://www.zaman.com.tr/wap.do?method=getYazarDiğerDetay&haberno=295318&sırano=6&sayfa=0&yazarno=1033