Ortadoğu’da
yaşanan olaylara bir de bu açıdan bakmanızı isteyeceğim bu sefer.Bir araya
getirme konusunda sorun yaşamış olduğumuz yap-bozun bu parçaları için gerekli
ön açıklamaları size verdikten sonra aklınıza gelen ilk sorunun cevabının
“neden olmasın” şeklinde olmaması için bir neden yoktur, diyerek asıl konuya
geçiyoruz.
Evanjelizm,
genel anlamıyla İncil'ler hakkında vaaz vermektir. Hz.İsa üzerinde yoğunlaşan
bu vaazların amacı Hristiyan olmayanları bu dine davet etmektir. Aziz Matta,
Markos, Luka ve Yuhanna tarafından yazılmış dört Kanonik İncil’in her birine
“Evanjel” denir. Yunanca "iyi haber" ya da "genel olarak kabul
edilen gerçek" anlamına gelen “evangelion” dan gelmektedir. Bu kelimeden
türetilerek, İncil yazarlarına "Dört Evanjelist” denmiştir.Evanjelist ve
Evanjelik kelimeleri farklı anlamlara gelmektedir. Evanjelist sözcüğü en basit
anlamıyla "Hristiyanlık bildirisini vaaz eden, yayan kişi" anlamına
gelir. Evanjelik sözcüğü ise daha çok Protestan Kilisesinin muhafazakar
kesimini nitelemek için kullanılır.
Evanjelikler,
ABD'yi kuran ve tutuculuğuyla bilinen Protestan mezhebi Püritenler’in
devamıdır.Evanjelizm merkezli bu akımın mensuplarına ve zamanla liberal
Protestanlar haricindeki tüm Protestanlara Evanjelik denmeye başlanmıştır (20.
yy'in sonları, 21. yy'in başı). Ayrıca Martin Luther, reformları esnasında
kurduğu kilise hareketi için bu ismi kullanmıştır. Bu nedenle Kıta
Avrupası’nda Evanjelik sözcüğü, Protestan veya Lutherci olarak algılanır.
Evanjelizmin temelleri İngiliz George Whitefield (1715-1770),;
Methodizm’in kurucusu John Wesley (1703-1791) ve Amerikalı filozof ve teolog
Jonathan Edwards (1703-1785) tarafından atılmıştır. Bu üç kişi Amerika'nın en
büyük Protestan mezhebi olan Baptistlerin ve Metodistlerin oluşumunun temel
taşlarıdırlar.ABD'de 1820'lerde genelde Hristiyanlık inancı için kullanılan
Evanjelizm 19.yüzyıldan itibaren iki ayrı koldan ilerlemeye başlamıştır.
Charles G. Finney ile Amerikan halkının dönüşümünün sağlanması ile devrimcilik
anlamı kazanmış diğer taraftan Playmouth Kardeşliği hareketinin kurucusu John
Nelson Derby’nin öncülüğünde radikal bir dini yorumu temsil etmeye
başlamıştır.
Bugünkü
Evanjelizm Amerika'daki Hristiyan toplumunun tutucu kanadını temsil
etmektedir.Darby'nin Muafiyetçilik akımı İncil ve Dünya tarihini yedi çağa ve
veya Tanrı'nın insanlık hakkındaki takdirini gösteren yedi bölüme ayırmaktadır.
C.İ. Scofield tarafından yazılan Scofield Referans Incıl'ı ile 1880 ve 1890'li
yıllarda Darby'nin Tanrı, Tanrı'nın Krallığı'nı temsil eden insanlara imtiyaz
vermiştir ve İsrail, İncil'in Kıyamet zamanında önemli rol oynayacaktır
öğretisi geniş kitlelerce benimsenmiştir. Lutherci Protestanlık ile başlayan;
Püritenizmle olgunlaşan; Jimmy Carter, Ronald Reagan ve Baba Bush'un
başkanlıkları döneminde adım adım gelişen Evanjelizm, 11 Eylül'den sonra Oğul
Bush ile Küresel Emperyalizmi yönlendiren esas güç haline gelmiştir. [1]
***
Tam
adı Encümen-i Hayriye-yi Hüccetiye-yi Mehdeviyye.Kısaca Hüccetiye (Hüccet delil
demek; Hüccetiye de delilciler) olarak bilinen bu cemiyet 1953 yılında yapılan
darbe sonrasında İmam Humeyni'nin yakın arkadaşlarından olan Şeyh Mahmut Halebi
tarafından kuruldu.Amacı, 'İslam dini ve Caferiye mezhebinin tebliği ve bunların
ilmi yollardan savunulmaları'ydı.Dönemin sert siyasi yönetimi tarafından
medreseler dışında faaliyetlerine izin verilen sayılı dinî merkezler ve
cemiyetlerden birisi olan Hüccetiye bu dönemde çok canlı tartışmalara,
çalışmalara sahne oldu.Horasan şehri cemiyetin en güçlü bölgesel
merkeziydi.Hüccetiye'nin 1979 İslam Devrimi öncesi baş hedefi
Bahaılık'ti.Cemiyet, Bahaılığı İslam'ın baş düşmanı olarak görüyor, bu zararlı
akımla mücadeleyi faaliyetlerinde en önemli hedeflerinden birisi olarak
değerlendiriyordu.
1979
İslam Devrimi'nden sonra Bahaılık, Devrim yönetiminin de baş hedeflerinden
birisi olarak kabul edildiği için Hüccetiye bu defa Marksizm'i İslam'ın en
büyük düşmanı olarak görmeye başladı ve Marksizm'in kökünden tasfiyesi için
mücadeleye koyuldu. Cemiyet, Mehdi doktrinine gönülden bağlı olduğu ve bunu
savunduğu için 1979 Devrimi'ni takiben Devrim lideri İmam Humeyni ve onun
geliştirdiği Velayet-i Fakih doktrini ile ters düşmeye başladı; zira Hüccetiye
doktrininin esasında siyasetin ve yönetimin dinî makamlara devri söz konusu
değildi; siyaset ve yönetim Mehdi'nin uhdesinde olan alanlardı; dinî makamlar
bu alanları devralamaz, üstlenemezlerdi...
Ne
var ki, bu doktrin farklılığına rağmen Hüccetiye, İslam Devrimi'ni destekledi,
İmam Humeyni'nin siyasi liderliğini kabul ederken dinî liderliğini kabul
etmekten de ısrarla kaçındı. Hüccetiye liderleri, Devrim ile birlikte kendi
cemiyetleri içinde de ortaya çıkan genç devrimci üyelerinin bu doktrinden
vazgeçilmesi, cemiyetin kuruluş senedinin gözden geçirilmesi yolundaki
taleplerine karşı çıktılar; ama bu karşı çıkış cemiyetin üye ve sempatizan
sayısının hızla düşmesine, ayrılanların çoğalmasına yol açarken ayrılanlar da
Hizb-i Cumhur-i İslami Partisi (İslami Cumhuriyetçi Parti) saflarına katılmayı,
böylelikle Devrim'e hizmet etmeyi tercih ettiler.
Cemiyet,
İslam Devrimi liderliğini organizasyon gücü ve disiplini ile etkilerken bu
husus kendisini en çok 1981 yılında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde
gösterdi.Muhammed Recavi'nin cumhurbaşkanı seçildiği bu seçimlerde Hüccetiye
üyelerinin, liderlerinin talimatı üzerine oylarını 12. İmam'a, yani İmam
Mehdi'ye verdikleri, verilen bu oyların 400 bin civarında olduğu, bunun da
geçerli oyların yaklaşık yüzde 2,5'ine tekabül ettiği o zamanlar söylendi. [2]
***
Ve
denklemin üçüncü ve son üyesi olan ‘Masıyah’çi ‘Nature-i Karta’ tarikatı.Bu
tarikat ile ilgili bilgileri sizlerin araştırma isteğinize vererek, devam
edeceğiz.
Bu üç
tarikatın ortak noktası şudur, her ucude Mehdi’yi yahut Mesih’i beklemektedir.
Ve Mesih yahut Mehdi gelinceye kadar yeryüzünde karmaşa devam edecek, barış
soluklanmayacak ve her daim Lucifer’in orduları güçlenerek saldırılarını
arttıracaktır. Onlara göre Mesih yahut Mehdi’ nin gelmesi tek çözüm yoludur ve
bu çözüm yolu birisine göre Süleyman Mabedi’nin yıkılmasına bağlıyken bir
diğerine göre de Şam dolayısıyla da Mekkenin düşmesine bağlıdır. Yani “O”
zamana kadar Mehdi yahut Mesih gelmeyecek ! Mehdi veya Mesih’ in gelmesini sağlayacak
her hamle “Kurtarıcıya” doğru atılmış kutsal bir adım demektir onlar için !
Sn.
İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’ in 2005 ten bu yana gerek Birleşmiş Milletler
toplantılarında gerekse de farklı mecralarda yapmış olduğu açıklamalara
bakarsanız durumun ciddiyetini daha iyi anlayabilirsiniz. Aynı şekilde oğul
Bush’un Irak savaşı hakkında ki açıklamaları O’nun bir “Kurtarıcı” yi bekleme
konusunda ki azmini, sabrını ve isteğini ortaya koymaktadır.
Meraklısına,
Selefilik hakkında okumalara ve araştırmalara devam etmeli diye bir öneride
bulunabilirim.
Saygılarımla
[1]Evanjelizm
Beyaz Saray'ın Gizli Dini-İsmail Vural
[2]http://www.zaman.com.tr/wap.do?method=getYazarDiğerDetay&haberno=295318&sırano=6&sayfa=0&yazarno=1033